HEKİMİN HİZMETTEN ÇEKİLME HAKKI
Hekimlik mesleği, insan yaşamı ve sağlığıyla doğrudan ilişkili olması nedeniyle yüksek etik değerler ve hukuki sorumluluklar içeren bir faaliyettir. Hekimin mesleki faaliyetini sürdürürken karşılaştığı bazı durumlarda hizmetten çekilme hakkı gündeme gelir. Bu hak, hem hekimin kişisel ve mesleki özgürlüğünü hem de hasta haklarını yakından ilgilendirmektedir.
Mevzuatta belirtilen şartlar çerçevesinde hekimin hastanın tedavisini üstlenmeyi reddetme imkanı bulunmaktadır. Bu kapsamda hastaların hekimlerini seçme özgürlüğü olduğu kadar, hekimlerin de kendi haklarını kullanabilme hürriyeti bulunmaktadır.
Türkiye’de hekimin hizmetten çekilme hakkı, öncelikle 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi ve Hasta Hakları Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiştir. Ayrıca hekim-hasta ilişkisinin hukuki niteliği itibarıyla Türk Borçlar Kanunu ve anayasal hükümler de göz önünde bulundurulmaktadır.
Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi Madde 18’e göre hekim, mesleğini icra ederken hastayı reddedebilir. Ancak acil vakalar, ilk yardım ve insani mülahazalar saklıdır. Bu maddeye göre, acil durumlar ve hayati tehlike söz konusu olmadıkça hekim, hizmetten çekilme hakkına sahiptir.
Hasta Hakları Yönetmeliği Madde 8’de hastanın sağlık hizmeti alma hakkı düzenlenmiş olup, hekimin hizmetten çekilme hakkı bu hakla birlikte dengelenmelidir. Madde 9’a göre hasta, hekim seçme ve değiştirme hakkına sahiptir. Buna paralel olarak hekimin de hizmetten çekilme hakkı vardır, ancak bu çekilme hastanın mağduriyetine neden olmamalıdır.
1219 sayılı Tababet Kanunu hekimin mesleğini uygulama şartlarını ve sorumluluklarını belirler. Bu Kanun doğrudan “çekilme hakkı”ndan bahsetmese de, mesleğin icrasında tıbbi standartlara ve meslek kurallarına uygun hareket etme zorunluluğu hizmetten çekilmenin sınırlarını dolaylı olarak çizer.
Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 25. maddesinde “Tedaviyi Üstlenmeme veya Yarıda Bırakma Hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre;
“Hekim, ancak tıbbi bilgisini gerektiği gibi uygulayamayacağına karar verdiğinde ve hastasının başvurabileceği başka bir hekim bulunduğu durumlarda, hastanın bakımını ve tedavisini üstlenmeyebilir veya tedaviyi yarım bırakabilir. Yukarıdaki koşullarda tedaviyi bırakacak hekim, bu durumu ve hastanın sağlığının tehlikeye düşmeyeceğini hastaya veya yakınlarına anlatır ve onları tıbbi yardımla ilgili başka olanaklar konusunda bilgilendirir. İkinci hekim bulunmadan hekim hastasını bırakamaz. Hekim, tedaviyi üstlenen meslektaşına hasta hakkındaki tüm bilgileri aktarmakla yükümlüdür.”
Hekim-hasta ilişkisi, doktrinde genellikle vekalet sözleşmesi olarak nitelendirilmektedir (TBK m.502 vd.) Türk Borçlar Kanunu Madde 512’ye göre vekil, haklı sebeple her zaman sözleşmeyi feshedebilir. Bu hüküm, hekimin hizmetten çekilme hakkının hukuki dayanaklarından biridir. Ancak TBK m.512/2’ye göre, uygun olmayan zamanda yapılan fesih, hekimin tazminat sorumluluğunu doğurabilir.
Anayasa Madde 17 “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” şeklindedir. Bu madde, hekimin çekilme hakkının sınırlarını çizer; zira çekilme hakkı kullanılırken hastanın yaşam hakkı ve sağlık hakkı zedelenemez.
Hizmetten çekilmenin şartları aşağıdaki gibidir:
Acil durum olmaması: Acil vakalarda, ilk yardım ihtiyacında veya hayati tehlike söz konusu olduğunda hekim çekilemez.
Hasta mağdur edilmemeli: Hekim çekilme kararını hastaya veya ilgili kuruma bildirerek, hastanın tedaviye başka bir hekimle devam edebilmesine imkân sağlamalıdır.
Hukuka uygunluk: Çekilme kararı mesleki, etik veya kişisel gerekçelere dayanmalı, keyfî olmamalıdır.
Usule uygun bildirim: Çekilme, hasta ile hekim arasındaki güven ilişkisini zedelememek adına açık ve uygun bir şekilde bildirilmelidir.
Hekimin hizmetten çekilme hakkı, hekimin mesleki bağımsızlığının ve kişisel özgürlüğünün bir yansımasıdır. Ancak bu hak mutlak değildir; acil vakalar ve hastanın mağduriyeti çekilmenin sınırlarını oluşturur. Bu nedenle hekim, çekilme hakkını kullanırken hastanın yaşam hakkı ile kendi mesleki özgürlüğü arasında adil bir denge kurmakla yükümlüdür.
Türk hukukunda hekimin hizmetten çekilme hakkı açıkça tanınmış olmakla birlikte, bu hakkın kullanımı ciddi sınırlamalara tabi tutulmuştur. Acil hallerde, hayati tehlikelerde veya hastanın mağduriyetine yol açacak şekilde çekilmek hukuken mümkün değildir. Dolayısıyla hekimler, çekilme hakkını kullanırken Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi, Hasta Hakları Yönetmeliği ve Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde hareket etmelidir.